Plaza Eylem 16 Aralık 2011; Boğaziçi Üniversitesi Starbucks İşgali Ziyareti Metni
Sevgili arkadaşlar
Biz üniversiteyi bitirmiş, bir iş bulmuş ya da iş bulamamış, emek pazarının içindeki beyaz yakalılarız. Buraya, bizi size, sizi de bize bağlayan meselelerden yola çıkarak işgalinizi desteğe geldik.
Bizler, üniversite umudumuzla ailelerimizin belini büken dersane günlerinden başlayarak üniversitede okumanın bile lüks olduğunu görüyoruz. Ve tabii ki “her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir şey yok”ken bütün bu emeğin anlamı olmayabileceğini de bizzat kendi deneyimlerimizden biliyoruz. Sadece iş bulma ve geçinme derdinden ibaret olmayan yaşamın her köşesinin işgal altında olduğunun farkındayız. Bu işgale ancak dayanışmayla karşı durulabildiğini de öğrendik ve “karşı işgaliniz” bizi bu yüzden de heyecanlandırıyor.
Karşı işgalinizi anlamayan ya da anlamak istemeyenler, okulu bitirip bulursanız işe girdiğinizde, yani sizler de “beyaz yakalı” olarak ortak sınıfımıza dahil olduğunuzda “bu işleri” bırakmanızı umuyor, yaptıklarınızı küçümsüyorlar. “Bundan beş- on sene sonra, iş bulduklarında unuturlar” diyenler yanılıyor. O zamanlar geldiğinde, hak arama, dönüştürme gücünün tohumlarının atıldığı bugün kazandıklarınız emek pazarındayken de lazım olacak.
Biliyoruz, çünkü bize lazım oldu. Nerede derseniz;
IBM’de ve Casper’da sendikalaşma sürecinde, kıdem tazminatının kaldırılmaya çalışıldığı günlerde, performans baskısı ile yan masada oturan arkadaşımıza düşman edilmeye çalışıldığımızda, kriz zamanı tazminatsız işten çıkarmak için psikolojik baskı uygulandığında, iş yerinde kreş olmadığı için maaşımızın yarısını kreşlere verdiğimizde, güvenceli çalıştığımızı düşünürken bir sabah turnike kartımızı okumadığında, idareten girdiğimiz çağrı merkezlerinde 5 yılımızı doldurup çene düşmesi yaşadığımızda, işten çıkartılırken sakinleşmemiz için pasiflora verildiğinde lazım oldu.
Bizler, içinde çalıştığımız binaları yaparken ölenlerde, üniversiteye hazırlık kursuna olan borcu nedeniyle hapse giren annesine üzülüp intihar eden gençte, hamburger söylediğimiz yerin tuvaletten çıkarıp çalıştırdığı çağrı merkezi çalışanında kendimizi ve aramızdaki bağları görüyoruz.
Çalışırken yaşadığımız başka sorunlar da var. Biz emeğin ölçülmesinde uygulayıcı, performans görüşmesi yapan bir insan kaynakları uzmanı ya da kredi kartı satmaya çalışan bir bankacı da oluyoruz, yani aynı zamanda bizi tahrip eden bu süreçlerin uygulayıcısıyız da. Bunu görmezden gelemeyiz. Bu yüzden emeğini satarak yaşayan insanlar olarak başka bir yaşam biçiminin kurulması için işte ve iş dışında geliştirdiğimiz ilişkileri ince bir strateji ile örmek gerektiğini düşünüyoruz. Bu işin uzun soluklu olduğunu görüyoruz. Sizin burada yaptıklarınız bize hem ilham hem de ümit veriyor.
Açıkçası desteğe gelmedik. Sizleri destek verilecekler olarak değil, dayanışmacı, eşitlikçi bir hayat isteğini paylaştığımız hayat ortaklarımız olarak görüyoruz.
Bu işgal eğitimin bir hak olduğu kadar, eğitimi almak için gerekli koşulların da hak olduğunu söylüyor. Hepinizi üniversiteyi bitirip, çalışan ya da diplomalı işsiz olarak beyaz yakalılar arasına katıldığınızda mücadeleye beraber devam etmeye davet ediyoruz.
PLAZA EYLEM PLATFORMU