Mobbingi birbirimize sorduk, birbirimizden öğreniyoruz. Dördüncü haftanın #Mobbing101 konusu Mobbingle Mücadele
Her yıl Mobbing ile Mücadele Derneği kurucusu Hüseyin Gün’ün ansına Şubat basında düzenlenen “Mobbing Farkındalığı Haftası” kapsamında bu yıl internet üzerinden bir soruşturma başlatmıştık. Beş gün boyunca sorular yönelttik, ardından cevapları değerlendirip yazıya döktük. Bu soruşturma mobbingle ilgili birbirimizi eğittiğimiz bir ders niteliğinde oldu. Bulgularımızı hafta hafta paylaşıyoruz. İyi okumalar.
Anketimizi işyerlerinde mobbingin veya görünürlüğünün artmasının ardındaki sebepleri ve mobbingle mücadelede alınabilecek tedbirleri sorarak sonlandırmıştık. Burada dikkat çekici olan, doğru bir tespitle mobbing olgusunu çalışma hayatını aşan, ondan daha büyük bir bağlamın sorunu olarak anlıyor olmamız. Gelen yanıtlar, “korkutarak sindirme”yi yaşamın her alanına yansıyan bir toplumsal kültürün sonucu olarak görüyor. Haliyle, mobbingi ortaya çıkaran dinamiklerin de yalnızca bireyler için çalışma hayatını sürdürülemez kıldığını değil, toplumsal yapıya zarar verdiğini düşünüyoruz. Peki mobbing karşısında yükselecek mücadele kaynağını nereden alacak? “Üzerine uzlaşılmış kuralların oluşturulması ve bu kuralların çıkar çatışması olmayan kişiler tarafından denetlenilmesi” önerilen araçlardan biri. Elbette sendikal mücadelenin güçlenmesi gerektiğine de atıf yapılıyor. Bu noktada, Türkiye’de sendikaların henüz mobbing alanına yeterince eğilmiyor oluşunun da önemli bir sorun olarak karşımıza çıktığını belirtmek isteriz. Bununla birlikte, neyse ki yeni koşullara hızla uyum sağlayan, her seferinde yeni yöntemler icat eden tek şey piyasa değil. Mobbing karşısındaki mücadele de kendisine yeni mecralar buluyor, ihtiyaç duyduğumuz dayanışmayı birbirimizi güçlendirerek inşa ediyoruz. Plaza Eylem Platformu olarak mobbingle ilgili her türlü gündemin takipçiyiz ve herkesi dayanışmaya katılmaya davet ediyoruz.
Beşinci Haftanın Soruları
Sorulara Verilen Bazı Yanıtlar
“Eğitimden başlayarak yaşamın her anında insanları korkutarak sindirmek, böylece köle düzenini sürdürmek amaçlanmaktadır.”
“Mobbing ile çalışmak sürdürülebilir bir çalışma yöntemi değildir. İşyeri sahipleri, patronlar, yöneticiler, hissedarlar mobbinge göz yumarak kendi kuyularını kazdıklarının ne zaman farkına varacaklar, bilmiyorum. Bu şekilde bir çalışma şekli sonuçta topluma da olumsuz yansır. Mobbing yapıp haftada 2-3 gün yoga yapmak hiçbir işe yaramaz. Mobbing yapanlar ödüllendirilmemeli, şirket içi dinamikler insan kaynaklarının vahşi işten çıkarma, karaliste uygulamalarına bırakılmamalı. Çalışanların hiçbir yaptırım olmadan sendika üyesi olmaları sağlanmalı ve sendika güçlendirilmelidir.”
“Mobbingin çok konuşulması eskisinden daha fazla yaşandığı anlamına geliyor mu emin değilim. Artık Türkiye’de yaşamadığım için sanırım hem tespit hem de bu tespitin nedenleri hakkında bir fikrim ne yazık ki yok.”
“Mobbing yapanlar iş akdi feshedilerek cezalandırılmalıdır.”
“Global Batı (emperyalist) literatürün ve pratiklerinin sosyal bağlam ve kültürel farklılıklar düşünülmeden birebir uygulanmaya çalışılmasının birçok olumsuz etkisinin olduğunu düşünüyorum. İş yapma, çalışma kültürünün detaylı analiz edilmesi ve insan sağlığının her şeyin üzerinde tutulması gerekliliği en başta atlanan bir konu. Toplumlar yaşadığı iklim, bölge ve kültürlerle barışık olarak sağlıklı bir düzen kurabilirler. Yerleşik ihtiyaçlar ve bilgiler tekrar hatırlanmalı ve hatırlatılmalı. Sendikalar güçlendirilmeli. İnsanların işe başlamadan önce hakları konusunda bilgilendirilmesi, bilgi edinebileceği, destek alabileceği bir yer olduğunu bilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Okul hayatından sonra öncelik işe başlamak ama üniversitede ne yazık ki iş hayatındaki sorunlar ile ilgili hiçbir bilgi verilmiyor.”
“Uzlaşarak oluşturulmuş kuralların oluşturulması ve bu kuralların en azından çıkar çatışması olmayan kişiler tarafından denetlenmesi.”
#Mobbing101 Dördüncü Hafta: Mobbing İzleyicileri de Etkiliyor yazısını buradan okuyabilirsiniz.