Yapı Kredi Plaza önünde Nadide Kısa için basın açıklaması

Plaza Eylem Platformu, Yapı ve Kredi Bankasında çalışırken uğradığı mobbing ve kötü çalışma koşulları sonrasında beyin kanaması geçirerek hayatını yitiren Nadide Kısa hakkında İstanbul Levent'teki Yapı Kredi Plaza önünde basın açıklaması yaptı.
pep_nadidekisa_aciklama
Beyaz yakalıların emek ve dayanışma örgütü Plaza Eylem Platformu, Yapı ve Kredi Bankasında çalışırken uğradığı mobbing ve kötü çalışma koşulları sonrasında beyin kanaması geçirerek hayatını yitiren Nadide Kısa hakkında İstanbul Levent’teki Yapı Kredi Plaza önünde basın açıklaması yaptı. Platformun çağrısıyla öğle tatilinde Levent metro durağında buluşan beyaz yakalılar, buradan Yapı Kredi Plaza’ya yürüdüler. Yürüyüşte “Unutmazlar, unutmayız, unutmam” ifadeleriyle Nadide Kısa’nın fotoğrafı taşındı.
Banka önünde yapılan açıklamada Tüpraş’ta hayatını kaybeden işçilere de değinildi. Platform adına basın açıklamasını okuyan beyaz yakalı, Japonya’da aşırı çalışmadan ölümlerin “karoshi” olarak adlandırıldığını ve Türkiye’de de benzer çalışma koşullarının var olduğunu belirtti. Beyaz yakalı çalışanlar, iş cinayetleri ve benzer kayıplar yaşandığında işin durdurulmasını, yas hakkına saygı gösterilmesini, yaşananlardan çalışanların sorumlu tutulmamasını, iş yerlerinin denetlenmesini istediler. Açıklamada “Esnek üretim ve yönetişim araçlarının her yanı keskin bıçak olduğunun farkında değilsiniz. Ekonomik zorla, sosyal zorla, hukuki zorla insanlık dışı koşullarda çalıştığımız yetmiyormuş gibi şimdi psikolojik zor kullanmayı deniyorsunuz.” denilerek “benliğimizden elinizi çekin” ifadeleri kullanıldı. Yürüyüş ve açıklama sırasında “çalışırken ölmek istemiyoruz”, “şirket elini benliğimden çek”, “performans sistemi kurumsal mobbingdir”, “fazla mesai öldürüyor” ve “Nadide Kısa ölümsüzdür” sloganları atıldı.
WhatsApp Image 2017-10-18 at 13.07.31
 
Basın açıklaması tam metni:
Basına ve kamuoyuna,

Bugün burada Nadide Kısa’yı anmak ve hayatımıza el koyan çalışma düzenini sizlere anlatmak için toplandık. Nadide Kısa, bizler gibi hayatını sürdürmek için bu çalışma düzenine rağmen işe gitmek zorunda olan, üç çocuk annesi, dirençli bir kadındı. Akbank’ta, Finansbank’ta ve adı büyük başka finans kuruluşlarında da yaşadığımız gibi, Yapı Kredi Bankası’nda çalışırken görev tanımına girmediği halde satış hedefleriyle bunaltıldı; işletmenin artık yapısal mobbing mekanizması haline gelmiş uygulamalarla iş tanımına girmeyen ve mevcut pozisyonunun çok altındaki konumlarda bezdirildi; çalışma koşulları ve personel yönetimindeki lakayıt çatışmalı iş yeri politikası sonucunda görünür ve görünmez aşağılanmalara katlandı. Nadide Kısa’nın insan bedeni ve insan ruhu, sonunda pes etti. Onu unutmayacağımızı ilan ediyor ve yakınlarına baş sağlığı diliyoruz.

Tüpraş’ta işçilerin canına kıyan, Yapı Kredi’de Nadide Kısa’nın vefatında payı olan Koç Holding nezdinde tüm patronlara, işletmelere ve işletmecilere sesleniyoruz. Bizler insanız. İnsan bedenimiz bizi zorladığınız çalışma koşullarına uygun değil. İnsan ruhumuz bizi içine koyduğunuz duygusal cenderelerden çıkmaya müsait değil. Bizi soktuğunuz ve bizim kendimizi sokmamızı istediğiniz motivasyon, performans, rekabet kuyularının merdiveni yok. Bize dayattığınız her şeye, aşırı çalışmaya, yasal sınırların bile üzerindeki fazla mesaiye, email ve telefonlarla 24 saat iş başında tutulmaya, müşterileri aldatmaya, sizinle suç ortaklığı yapmaya katlanıyor olsak da biz kendimizi biliyoruz. Tüpraş’ta Kemal Şaşmazer, Yusuf Kepenek, Mehmet Karademir, Mehmet Dere ve Yapı Kredi’de Nadide Kısa öldüğünde çalışmanın durmamasıyla övündünüz. Bu piyasaları rahatlatır zannettiniz, ama biz mutlu değiliz. Durmazsak düşmeyiz diyorsunuz ama biz kızgınız.

Bize kulak verin:

  • Bizi zorladığınız çalışma koşullarında Nadide Kısa gibi kayıplar yaşadığımızda yas tutmaya hakkımız var! İş kazaları ve iş cinayetleri çalışmayı durdurmanızı gerektirecek kadar önemlidir. İşi durdurun!

  • Kayıplara şahit olmak, çatışmalı iş yeri ve işletmenin üzerimizdeki yapısal mobbingi benliğimizde tahribat yaratıyor. Geride kalanların ve şiddete şahit olanların ihtiyaçlarına cevap üretin!

  • Her şeyden bizi, çalışanların kişilik özelliklerini sorumlu tutma yalanını terk edin. Kendimizi yetersiz hissetmemizin sebebinin çalışma düzeniniz olduğunu biliyoruz. Artık antidepresanlarla yaşamak istemiyoruz. Benliğimizden elinizi çekin!

  • Mazeretsiz izin kullanma hakkımızı iade edin!

  • Dinlenme hakkımızı elimizden almaya çalışmayın. Mesai dışında bizimle bağlantıyı kesin!

  • Kamu idaresinin görevi patronlara özel yasa çıkartmak değildir. Yasaları eğip bükeceğinize ve görmezden geleceğinize sigorta ücreti düşük yatırılan, işten çıkartmanın sıradanlaştığı, yasa dışı fazla mesai yapılan iş yerlerini denetleyin!

  • İşçiyi hem çok fazla ve çok hızlı çalışmaya zorlayan, hem de “önleyici tedbir” alma sorumluluğunu işçiye yıkan çelişkili talimat sistemine rağmen; iş güvenliği denetimini patronun emri altında yaptırmaktan vazgeçin!

Kendini patron yerine koyan işletmeciler, üst düzey yöneticiler, kamu görevlileri! İşletme mantığınız patronun ekmeğine yağ sürmek için değil, bizim benliğimizi oymak ve duygularımızı yontmak için kullanılıyor. Esnek üretim ve yönetişim araçlarının her yanı keskin bıçak olduğunun farkında değilsiniz. Ekonomik zorla, sosyal zorla, hukuki zorla insanlık dışı koşullarda çalıştığımız yetmiyormuş gibi şimdi psikolojik zor kullanmayı deniyorsunuz. Duygusal benliğimizi iş yerine davet edip işe koşmaya çalışıyorsunuz ama aslında birlikte gömülmek için kapitalizmin mezarını kazıyorsunuz. Bizi bilmiyorsunuz, nelere katlandığımızın farkında değilsiniz. Ama biz sizi biliyoruz. Biz kendimizi biliyoruz. Bizi mecbur bıraktığınız hayat size de mutluluk getirmeyecek. Mutluluk isteğinde samimiyseniz artık bu yoldan dönün.

 

Bir cevap yazın