YKB’ye karşı mobbing davası: Hakim ses kaydını delil olarak kabul etti!

YKB’ye karşı mobbing davası

Bugün saat 11‘de eski YKB çalışanı Uğur Durak’ın mobbing davasının ikinci celsesi görüldü.

Davada şahit dinlendi. Şahit, yöneticilerin çalışanlara nasıl kötü davrandığıını ve Uğur Durak’a da özellikle baskı uyguladıklarını  anlattı. Şahite göre Durak’ın “kapasitesinin yetersiz olduğu” iddia edilmiş. YKB’de iş baskısının ve istifaya zorlamanın sık rastlandığını da ifade etti. YKB avukatı buna karşılık “kapasite” eleştirisinin performans değerlendirmesine yönelik yapıldığını söyleyerek savundu. Şahit, performans değerlendirme sistemi dahilinde olmayan anlık değerlendirmelerde çalışanın değerlerinin yorumlandığını ve performansına yönelik değil kişisel yetersizliğine, becerisine ve “kapasitesine” yönelik cümleler kurulduğunu söyledi. Durak’ın avukatı, anlık bir görüşmede Durak’ın istifaya zorlanarak tehdit edildiği anda cep telefonuyla aldığı ses kaydının dava dosyasına konmasını istedi. Bunun üzerine mahkeme ses kaydını delil olarak kabul ederek çözümlemesinin dosyaya konmasını karara bağladı. Bir sonraki duruşma 25 Aralık’ta gerçekleşecek.

Çalışırken dava açtı

Uğur Durak çalıştığı bankaya iş başındayken dava açmıştı. Bunun üzerine işten çıkarılmış ve açtığı işe iade davasını da kazanmıştı. Ancak mobbingin çok sık yaşandığı YKB’de de çalışanlar işe devam ettikleri, yani işten henüz atılmadıkları müddetçe dava açmaya pek istekli olmuyorlar. Bir kısmı bu konudaki mevzuatı bilmiyor ve kurumlar çalışanı yanlış yönlendiriliyor. Ama çok büyük kısmı gerilimden kurtulma ve işten atılmasını geciktirme arzusuyla çalışırken dava yoluna gitmiyor. Oysa dava açan çalışanı işten çıkaran kurum, bir suç daha işlemiş oluyor ve yasal olarak çalışanın şansı artıyor.

“Gizli” ses kaydı delil olur mu? 

Durak’ın davasında Konunun iki boyutu var: ses kaydı almak yasal mı ve mahkemede delil olarak kullanılabilir mi? Aleni olmayan ve az sayıda kişi arasında geçen görüşmelerde tarafların rızası olmadan alınan ses kaydı suç oluşturmuyor. Ancak bu ses kaydının çıkar gözetmeyerek de olsa kullanılması, yayınlanması, üçüncü kişilere verilmesi suç oluşturuyor. Bu anlamda tehdit içeren bir durum olmadıkça mahkemede delil olamıyor. Ancak can  güvenliğini ve haysiyeti tehdit eden ve başka türlü ispat şansı bulunmayan durumlarda tarafların rızası alınmadan yapılan ses kaydı geçerli.

Basın açıklaması

Dava öncesinde Plaza Eylem Platformu olarak bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Açıklamamızın tam metnini aşağıda bulabilirsiniz.,

Yapı Kredi Bankası’nın çeşitli şubelerinden gelen haberler, karşılaştığımız vakalar ve yardım talepleri bize şunu gösteriyor: Neresinden tutsan dökülen finans sektörünün içinde emek sömürüsünde YKB kendine çok özel bir yer edinmeye çalışıyor. 

5 Ekim 2017 tarihinde YKB çalışanı Nadide Kısa arkadaşımızı beyin kanamasından kaybetmiştik. Nadide uğradığı ağır mobbinge ve tenzilirütbeye metanetle karşılık vermişti, ancak bedeni dayanamadı. Ardından gelen haberler, mobbing şikayetleri, kadına yönelik ayrımcılık örnekleri ve bankacı ölümleri, Nadide’nin başına gelenlerin şanssız bir rastlantı olmadığına herkesi ikna etti. Ardı ardına yaptığımız basın açıklamaları sonrası YKB Nadide’nin müdürünü uzaklaştırmak dışında kalıcı bir çözüm arayışına gitmedi.

YKB Nadide Kısa anma paralarıyla hatırlanacak

Bu yıl 75. yaşını kutlayan YKB’nin tarihi yaşanan mobbing vakaları, ölümler ve sağlık kayıplarından sonra hiç kimse için gurur verici değildir. 28 Nisan İş Cinayetlerini Anma ve Yas Günü kapsamında düzenlediğimiz Çalışma Acısıyla Mücadele Günleri dahilinde Nadide Kısa’yı anmıştık. Nadide Kısa için hazırladığımız anma paralarını YKB merkezinin tüm çevresine yerleştirerek kuleyi bir anıta çevirmiştik.(*) YKB de 75. yılını anma paralarıyla kutluyor. Oysa işi gücü para olan Koç Holding Nadide Kısa anma paralarıyla hatırlanmaktan asla kurtulamayacak.

Uğur Durak haklı davasını kazanacak

Şimdi de arkadaşımız Uğur Durak’ın YKB’de yaşadığı tehditlere ve mobbinge karşı yasal haklarını arayışına tanıklık ediyoruz. Uğur, performansı bahane edilerek istifaya zorlanmış, kendisine bir lütufmuş gibi yıllarını harcadığı işini kendi arzusuyla terk etme sözde şansı bahşedilmiştir. İstifa etmediği durumda çalıştığı sürece kendisine mobbing yapılacağı, göstermelik eğitimler verilerek tazminatsız işten çıkarılması için bahane oluşturulacağı ve  başka bir yerde iş bulamayacağı açık açık söylenmiştir. Mobbing suçtur. Kara liste suçtur. Yöneticiler çalışanlara karşı kumpas kuramaz, bu suçtur. YKB ve Koç Holding, çalışanlarının mutsuzluğunu artırarak kâr elde etmeyi bir an önce bırakmalıdır. 

İnanıyoruz ki Uğur arkadaşımız haklı davasını kazanacak ve YKB de suçlarının cezasını ödeyecektir. Yanındayız. Hep beraber kazanana kadar, haksızlığa uğrayan arkadaşlarımızın davalarının tanığı ve takipçisi olacağız. 

Plaza Eylem Platformu

Bir cevap yazın